Ana içeriğe atla

Parmenides (M.Ö. 529 - 440)*


Ksenofanes'in yerleştiği güney İtalya'daki Elea
kentinde, Heraklit'e karşıt bir görüş ortaya koyan ünlü
bir felsefe okulu kurulmuştur. Elea okalu denilen
bu okulun ünlü temsilcisi ise Parmcnidcs'tir. Parmenides
Heraklit'tcn daha gençtir. Ölüm tarihi konusundaki
görüşler aym olmamakla bidikcc, Amerika
M.Ö. 4 5 6 yılını benimsemiştir. O bize kadar ulaşan
eğitsel (didaktik) yazdarındaj adını söylemeden Hcraklit'i
cleşühr.
Heraklit ile Parmenides ya da Hcrakütçilcr île Elea
okulu arasındaki tanışma, felsefe tarihinin gerçek
anlamda ilk vc de bilinçli görüş aynhğı sayılır. Nitekim
Eflâtun kendinden önceki felsefenin tarihini yazarken;
bu iki ekol arasındaki karşıtlığı önemli ilk fikir
ayrılığı olarak gösrcrir.
Parmenides, o zamanlar töre olduğu İçin, görüşlerini
şiirsel olarak yazmıştır. Onun yapıtı eğitsel (didaktik)
nitelik taşır. Bu yapıtın bize kadar da ulaşmış
olan önsözünde Parmenides, bir araba ile Tannya nasıl
girtiğİni vc ondan felsefi düşüncelerini nasıl öğrendiğini
anlatır. Bu sanatsal girişin aksine yapıtın kendisi
çok soyut düşünceler içerir. Parmcnidcs felsefe taritıİnin
İlk ve gerçek mantıkçısı dır. Öteki filozoflar, Mİlet
okulu ve Pisagor, öncelikle deneyimlere önem verirler
Parmenİdes ise, evren konusundaki düşüncelerini
yalnızca akıl yoluyla elde etmeyi deneyen ilk düşünürdür.
O felsefe tarihinin ilk rasyonalist filozofudur
{Rasyonalizm Empirİzmin karşıtıdır. Empirist felsefe
yalnızca deneye, rasyonalist felsefe ise yalnızca akıla
dayanır),
Parmenİdes felsefesinin temeline, öteki tüm düşüncelerin
kendisinden türetilcbilcceği kilit nitelikteki
şu kuralı yerleştirmiştir: "Variık vardır^ yokluk y&ktur".
Ona göre bu kurala aykırı olan, var olmayanı
var yapmaya kalkışan her felsefe daha ilk adımda yanhş
yola sapmış olur. Kir başka deyişle: Bu kurala karşıt
bir düşünceye yer veren her felsefe mantıksal bir yanks
yapmış olur. Var olmayan bir şeye var demeye kalkışmak
çelişkidir. Her çelişkili düşünce ise yanhştır. O
halde, doğru düşünmek istiyorsam, çelişkisiz düşünmeliyim,
çelişkisiz düşündüğüm sürece düşüncelerim
doğrudur. Demek ki çelişki, yanlış düşündüğümün
bir göstergesidir. Çelişkisiz düşünmek, var olanı düşünmektir.
Var olmayanı düşünmek ise çelişkinin tâ
kendisidir,
Parmenides'e göre, kendisinden önceki rüm filozoflar
bu ilkeye ters düşmüşlerdir. Bu konuda c n büyük
suçlu da Heraklit'tir. Çünkü Heraklit değişmeyi
vc hareketi ana ilke yapmıştır. Oysa böyle bir ilkeyi
benimseyen çelişkiye düşer. Değişmeyi ilke olarak benimsemek
demek; bİr şcyİn önce belirli bir şey, sonra
da başka bir şey olduğunu düşünmek demckLİr. Eu
ise İmkânsızdır. Çünkü bir şey hem var hem de yük
olamaz. Değişmeyi, çelişkiye düşmeden düşünemeyiz.
Değişme olmadığı için hareket de yoktur, çokluk
da yoktur. Diyelim ki çokluk, bir şeyin kısımlarından
oluşsun. O zaman bu kısımlar hem var olacaklar,
hem de birbirlerinden ayrı oldukları için, var olmayacaklardır.
Böyle düşünmek bir çelişkidir. Bu yüzden
değişme ve hareket kavramları gİbi, çokluk kavramını
da çelişkisiz düşünmek imkânsızdır. Parmcnides'in
bu anlayjşmı ters çevirirsek, onun bir ana ilkesini ortaya
çıkannz: Var olan hiçbir zaman dsğifmcz, sürekli
kendi kendisiyle ayni kakr. Böylece Parmenides Kscnofanes'in
Tanrı vc vadık anlayışına dönmüş oluyor.
Bunun içindir ki, geleneklerin onu Kscnotancs'in öğrencisi
olarak göstermesi haklıhk kazanır.
Biz değişmenin^ hareketin ve çokluğun olduğuna
inanınz. Eu inancımız nereden kaynaklanıyor? Parmenidcs'c
güre bu İnancımızın kökünde bizi sürekli
yanıltan duyumsal algılarımız bulunur. Bu görüşüyle
o, karşı olduğu Heraklit İle aynı uokcada buluşmuş
oluyor. Heraklit dc gerçek (reci) evren ile görünüşteki
evreni birbirinden, ayırmıştı. Heraklit için de,
görünüşteki evren bize duyımılarımızın tanıttığı evrendir
Gerçek evren i&c akıl yokıyla kavradığımız evrendir
Bu görüş, Heraklit ile Parmcnides'in buluşma
noktasıdır. Ancak bu İki evrenden hangisinin gerçek
hangisinin görünüşten ibaret olduğu konnsunda
İki filozofun görüşleri blrbirindcQ kesinlikle farklıdır.
Heraklit'e göre aldatıcı olan evren, içinde varlıklann
sabit kaldığını sandığımız evrendir. Oysa Parmenİdes
farklı görüş sergiler. Ona göre aldatıcı olan evren, değişme
durumundaki evrendir. Değişmeyen, sabi: duran
vc bir olan evren gerçek evrendir. Bu gerçek olan
evreni Parmenİdes, Ksenofanes gibi, küre biçiminde
düşünmüştür,
Heraklit ile Elea okulunun başı olan Pamnenidcs
şu iki noktada birleşiyor: İkisi dc evreni gerçek vc görüntü
evren olarak ikiye ayırıyor. İkisi de gerçek evreni
akıl ile, görünüşteki evreni duyumlarla tanıdığımızı
görüş olarak paylaşıyor. Ancak bu iki evrenden hangisinin
gerçek evren, hangisinin gerçek varhk olduğu
konusunda zıt görüşleri savunuyorlar.
Gerçek evren İle görünüşteki evren arasındaki bu
ayırımı, ilk kez bu ikİ filozofta görürüz. Heraklit'e
göre, İçinde varlıkların bulunduğu evren görünüşten
başka birşey değildir. Gerçek evren sonsuz bir değişme
ve hareket hali gösterir. "Hiçbir çey kalmaz ve
durmaz, her şey bir ohtç vc bir akıç içindedir" anlayışı
Heraklir^n temel fikridir. Parmenİdes böyle düşünmez.
Bunun karşın bİr görüşü savunur. Parmenides'e
göre değişen, akan, çokluğa bölünen evren aldatıcıdır
ve gerçek değildir. Gerçek evren sabittir, değişmez
ve bütünlük içinde bulunur. Bİz ancak işte bu
£erçek varlığı çelişkiye düşmeksizin düşünebiliriz. Parmanides'e
göre kendisinden öncekilerin büyük yanılgısı,
var olmayan bir şeyi var olarak göstermeye kalkışmalandır.
Eu yüzden onlar çelişkiye, mantıksal bir
yanılgıya düşmüşlerdir. Oysa, yalnızca çelişkisiz bir
düşünüş gerçeği kavrayabilir, çelişkili düşünüşün
gerçeği kavraması imkânsız olup mutlaka bizi yanılgıya
düşürür.
Parmenides kendisinden önceki tüm felsefelerin
çelişkiye nasıl düştüklerini göstermeye çalışır. Ona
göre nesnenin değiştiğini kabul etmekle, b u nesnenin
hem kendisi ve hem de kcndisindetı başka birşey olduğu
kabul edilmiş olunacaktır. Eu karşı çıkışında
Parmcnides'in, Anaksimcncs'i hedef aldığım düşünebiliriz.
Çünkü Ajıaksimenes, su ve toprağın yoğunlaşmış
hava olduğunu savunuyordu. Böyle bir düşünüş
Parmenides'e göre çelişkidir. Çünkü; hava hem hava,
hem de su vc toprak gibi kendisi olmayan, yani kendisinden
başka bir şey oluyor. Aynı şekilde; belli bir
yerde bulunan nesne, bulunduğu yeri değiştirmekle
başka bir nesne olacaktır. O halde yer değiştirmeyi
kabullenmek bizi zorunlu ularak çelişkiye götürür.
Bunun içİn, gerek değişme ve gerekse hareket yalnızca
aldatmacadır. Bu nedenledir ki bunlan düşünmek
çelişkidir. Heraklit bunları evrenin ilkesi olarak düşünmüş
olmakla büyük yanılgıya düşmüştür. Aynı şekilde,
çokluk, parça, bütün kavramları da insanı çelişkiye
götürür. Çünkü bİr nesne bİr yandan parçalardan
oluşmuştur^ öte yandan da bir bütündür demek,
bu nesne hem kendisi ve hem dc kendisinden başka
bir şeydir demek ile aynıdır. Bu ise açık seçik bir çelişkidir.
Bu görüşü sonunda Parmenides, felsefesini
bir tek kurala bağlamak zonmda kalmıştır; Değişmeyen,
hareket etmeyen, bölünmeyen şey varlıktır. Değişmeyen
vc bölünmeyen "BİR" Tanrıdır, Tanrı ile
özdeştir. Onun dışındaki her şey yalnızca bir görünüş,
yalnızca bir aldatmacadır. Parmenides bu aldatmacanın
nasıl oluştuğuna ise değinmez,
Oysa Parmenides'e kadarki filozoflar evrenin nasıl
oluştuğunu açıklamaya çaba gösterdiler. Sözgelişi
Anaksimandros dünya ve yıldızlann oluşumunu, yer
sarsıntılarının nedenini, Anaksimenes ise havadan
toprak ve suyun nasıl oluştuğunu açıklamak için çaba
harcamışlardı. Elca okulu için İse bu tür açıklamalann
nc bir anlamı ve ne dc bir Önemi vardır. Çünkü onlara
görc evren bir görünüşler evrenidir. EvrcJi açıklamalannı
uzun süre ortadan kaldırmak çabası boşa çıktı
vc Parmenides bile tclsctcnin bu gidişinden hoşnutsuzluk
duydu. Nitekim eğitici şiirsel yapıcının
ikinci bölümünde, açık seçik bir biçimde, bir görünüşler
evreninin varlığından ve bu görünüşler evrenini
de dikkate almak gerekliliğinden söz eder. Eu konuda
Parmenides, kendinden önceki filozofların.
Özellikle dc Pisagor'un yolunu izler. Aydınlık ile karanlık,
gündüz ile gece arasındaki zıtlıktan yararlanarak,
görünüşler evreninin oluşumunu açıklamaya çalışır,
Elca okulunun doğa açıklamalan özel bir önem
taşımadığı için sonradan gelenler tarafından önemsenmemiş
ve izlenmemiştir, Elca okulunun gerçek
önemi, mantık açıklamalarında saklıdır. Sözgelişi Parmenides
önemli manük kavramlarını bulmuştur. Elea
okulu mantığa verdikleri önem vc mantığa yaptıkları
katkılardan ötürü, kendinden sonra gelenler üzerinde
etkili olmuşlardır. Bu okulun, mantıksal düşünceye
verdikleri önem yanında, bir başka dikkat çekici yanlan
ise, kendilerinden önceki hlozoflan eleştirmeleridir.
Özellikle mantık konusunda yaptığı eleştiriler ile
Parmcnides'in öğrencisi olan Zenon, hocasmı geride
bırakmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZİHİN-BEDEN PROBLEMİ

GİRİŞ Zihin felsefesi, şuurla ilgili konular, fiziksel ölümden sonraki hayat, iradenin özgürlüğü, zihinsel hastalıklar, zihnin davranışta rolü, duygular (kızgın olmak, aşık ya da mutlu olmak nedir?) ve bunlar gibi birçok çözülmez sorunla ilgilenen bir daldır. Zihin kavramı ile ilgili temel sorunlar özellikle zihin-beden sorunu ile başka zihinler sorunudur. Bu ikisi zihin felsefesinin en temel problemleri olarak görülmektedir. Hatta Searle’e göre son elli yıldır, zihin felsefesinin temel tartışma konusu zihin-beden sorunudur. Öyle ki, filozoflar çoğu zaman başka şeylerden bahsediyor gibi görünürler fakat asıl amaçları zihin-beden sorunu hakkında görüşlerini bildirmektir. 1 Bu çalışmada 50’li yıllardan itibaren dil felsefesi alanında, 80’li yıllardan itibaren de zihin felsefesi alanında geniş ve derin etkileri olan eserler veren çağdaş düşünür John Searle ile birlikte, modern felsefenin kurucusu kabul edilen René Descartes, On yedinci yüzyıl filozofları olan Leibniz ve Spin

PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK

PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK NEDİR ? Hızla değişen dünyamızda, meydana gelen bilimsel ve teknolojik yenilikler, toplumsal yaşamı da daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir. Bunun sonucunda, yeni neslin en iyi yetiştirilmesi, yeteneklerinin israf edilmemesi, hızla değişen dünyaya ve karmaşık toplum yapısına uyumunun en iyi şekilde sağlanması zorunlu hale gelmiştir. Bunun sonucunda PDR hizmetlerinin önemi kavranmış ve tüm dünyada yayılma hızını artırmıştır. Rehberlik öğrenci kişilik hizmetleri bünyesinde düşünülen ve bireyin, yaşamının çeşitli aşamalarında, gelişimine ve uyumuna etki eden faktörlerin bilinmesi ve onun yerinde kararlar veren dengeli bir kişi olması amacını güden hizmetler bütünüdür. Rehberlik kavram ve bir hizmet olarak bireyin gelişimine, bugünkü ve gelecekteki toplumun uyumuna yönelmiştir.

PSİKOLOJİYE GİRİŞ

PSİKOLOJİYE GİRİŞ ÜNİTE 01 psikoloji davranışın ve zihinsel süreçlerin bilimsel olarak çalışılmasıdır İlk psikoloji Laboratuarı : 1879 da Almanya’da Leipzing Üniversitesinde Wilhelm WUNT psikolojinin tarihi : İlk psikoloji Laboratuarı : 1879 da Almanya’da Leipzing Üniversitesinde Wilhelm WUNT tarafından açılmıştır. bununla psikoloji başlar.daha öncede psikolojik araştırmalar yapılıyordu ama modern anlamda bir labaratuvar açtı wunt. ve psikolojiyi bilimsel bir disiplin olarak tanımladığı o zamana kadarki yapılan araştırmalarıda kapsayan ilk ders kitabı yazdı . psikolojik yaklaşımlar : yapısalcı yaklaşım-işlevselci yaklaşım-gestaltçı yaklaşım-davranışcı yaklaşım-psikodinamik yaklaşım-bilişsel yaklaşım-insancıl yaklaşım