Ana içeriğe atla

STRESLE NASIL BAŞA ÇIKILIR?






Günümüzde stres dolu yaşamın baskılarına ve gerginlik problemlerine gerçek yanıtlar. Bu güçlüklerle savaşmanın yöntemleri! '90 ların yaşamı stresli olabilir. Doktorlar stresin getirdiği hastalıkların gün geçtikçe arttığını gözlemliyorlar. Bu belirtiler; insanlarla ilişkilerin kötüye gitmesi, nefes darlığı, kilo kaybı, sağlıksız beslenme, uykusuzluk çekme ve depresyonlardır. Stres pek çok fiziksel hastalığa neden olabilir. Stresin başlıca nedenlerinden biri iş ve işle ilgili problemlerdir. İnsanlar genellikle çok fazla ve uzun saatler çalışıyorlar, ancak stres okullarda veya üniversitelerde okuyanlarda veya zor şartlarda olanlarda görülüyor.


STRESLE NASIL BAŞA ÇIKILIR?
  1. Konuşacak birini bulmak önemlidir. Şayet belirtiler kötü ise, bir doktordan, sağlık uzmanından veya başka bir danışmandan mümkün olduğunca çabuk yardım görmelisiniz. Ancak kendiniz için yine kendinizin yapabileceği çok şey vardır.
  2. Size problem olarak görünen şeylerin bir listesini yaparsanız, olayı daha açık olarak görmenize ve anlamanıza yardımcı olacaktır.
  3. Ne tür bir insansınız? Yapmanız gerekenden fazlasını mı üstleniyorsunuz? Belki de olayların kendisi değil de sizin olaylara tepkileriniz problemdir.
  4. Mümkünse bir arkadaşınızla oturun ve dertleşin. Çalışma hayatında veya gerçek hayatta nelerin strese neden olduğunu bulun. Konuşurken bile rahatlayabilirsiniz.
  5. Düşünün. İş hayatınızda, hayatınızda almak zorunda olmadığınız sorumluluklarınız var mı?
  6. Stresle baş edebilmenin iyi bir yolunu bulabilir misiniz? Belki de göründüğü kadar önemli şeyler değildirler.
  7. Bunlar olduklarından daha iyi görünebilirler, gerçek boyutlarına indirebilirsiniz.
  8. Rahatlamanın yollarını ve başka şeyler düşünmeyi öğrenin.

ÇALIŞMA ÖĞÜTLERİ

Öncelik vermeyi (tanımayı) öğrenin. (En önemli şeyi en başa koymak gibi)
Nasıl mı? Güne başlarken, o gün yapmayı planladığınız her şeyi bir kağida yazın. "Yapılacaklar" listesi yapın.
Listeyi ÖNEM SIRASINA göre yapın.
  1. "A" bugün yapılmalı.
  2. "B" yarına kadar kalabilir.
  3. "C" birkaç gün kadar bekleyebilir.
  4. "D" gerçekten lüzumlu mu? Gerekli mi?
Sonra görevleri listeye göre yerine getirmeğe çalış.
"A" görevi derhal yerine getirilmelidir.
Günün sonunda yapılamayan işler için endişe duymayın. Bunları ertesi günün listesine yazın. Belki de değişik bir önem sırası uygularsınız ve bunları bir sonraki güne kadar unutun!
Unutmayın, mükemmel değilsiniz. Hatalar yapabilirsiniz. Ekstra çalışmaya nazik bir biçimde "Hayır" demeyi öğrenin. Mutlaka yemek saati ayırın, sessiz bir yemek arası çok faydalı olabilir. Son dakikaya hiçbir şeyi bırakmayın. Randevularınız için, seyahatleriniz için zaman bırakın. Kendinizi daima zora yönlendirmeyin. Hiç kimse süper adam veya süper kadın değildir. Herkesin bir güç sınırı vardır. Sizinkinin nerede olduğuna dikkat edin. Eğer iş yerindeki insanlardan daha az ise aldırmayın. Her zaman başkalarının sizden beklediklerini ve hatta kendinizden beklediklerinizi yapamazsınız, sadece kendi bildiğiniz iyileri yapın. (Size göre doğru olanı yapın.) Evinizde dinlenmeyi, gevşemeyi öğrenin. Zevk aldığınız (haz duyduğunuz) şeyleri yapın. Diğer rahatlatıcı şeylere veya hobilerinize zaman ayırın. Boş günleriniz olsun. (İzin günleri) ve tamamen farklı bir yere gidin. Bol bol egzersiz yapın. İş yerinde hep oturuyorsanız, kan dolaşımınızı ayarlayın. Ölçülü ve sağlıklı besinler alın, meyve , yeşil sebze , lif gibi. Başkalarına yardımcı olun. Bu sizin problemlerinizi aza indirgeyebilir.
İş yerinde ve aile içinde başkalarına karşı fazla alıngan olmayın. Sert duygular beslemeyin. Bunun size zararı olur. Sizi yıpratır ve ekstra strese neden olur. Onları çabucak affedecek yollar bulun. Babanın oğula dediği gibi: "Hayatın bir mücadele olduğunu anlar ve kabul edersen, her şey daha kolay olur." (Hayat mücadeleden ibarettir.) Bazı şeyleri değiştiremezsiniz. Onlarla yaşamayı öğrenmek, mücadele etmek büyümek ve olgunlaşmaktır.

BAŞKA ŞEYLER DE VAR MI?
EVET! Bu mücadelede tek başına savaşmanız gerekmiyor. Yaşamak için yeni güçler bulmanız mümkün ve bütünüyle yaşama yeni bir bakış v.s. (Gülmek gibi, büyüklerden ilham almak gibi.)

REHBER ÖGRT:MURAT BAYHAN 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ZİHİN-BEDEN PROBLEMİ

GİRİŞ Zihin felsefesi, şuurla ilgili konular, fiziksel ölümden sonraki hayat, iradenin özgürlüğü, zihinsel hastalıklar, zihnin davranışta rolü, duygular (kızgın olmak, aşık ya da mutlu olmak nedir?) ve bunlar gibi birçok çözülmez sorunla ilgilenen bir daldır. Zihin kavramı ile ilgili temel sorunlar özellikle zihin-beden sorunu ile başka zihinler sorunudur. Bu ikisi zihin felsefesinin en temel problemleri olarak görülmektedir. Hatta Searle’e göre son elli yıldır, zihin felsefesinin temel tartışma konusu zihin-beden sorunudur. Öyle ki, filozoflar çoğu zaman başka şeylerden bahsediyor gibi görünürler fakat asıl amaçları zihin-beden sorunu hakkında görüşlerini bildirmektir. 1 Bu çalışmada 50’li yıllardan itibaren dil felsefesi alanında, 80’li yıllardan itibaren de zihin felsefesi alanında geniş ve derin etkileri olan eserler veren çağdaş düşünür John Searle ile birlikte, modern felsefenin kurucusu kabul edilen René Descartes, On yedinci yüzyıl filozofları olan Leibniz ve Spin

PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK

PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK NEDİR ? Hızla değişen dünyamızda, meydana gelen bilimsel ve teknolojik yenilikler, toplumsal yaşamı da daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir. Bunun sonucunda, yeni neslin en iyi yetiştirilmesi, yeteneklerinin israf edilmemesi, hızla değişen dünyaya ve karmaşık toplum yapısına uyumunun en iyi şekilde sağlanması zorunlu hale gelmiştir. Bunun sonucunda PDR hizmetlerinin önemi kavranmış ve tüm dünyada yayılma hızını artırmıştır. Rehberlik öğrenci kişilik hizmetleri bünyesinde düşünülen ve bireyin, yaşamının çeşitli aşamalarında, gelişimine ve uyumuna etki eden faktörlerin bilinmesi ve onun yerinde kararlar veren dengeli bir kişi olması amacını güden hizmetler bütünüdür. Rehberlik kavram ve bir hizmet olarak bireyin gelişimine, bugünkü ve gelecekteki toplumun uyumuna yönelmiştir.

PSİKOLOJİYE GİRİŞ

PSİKOLOJİYE GİRİŞ ÜNİTE 01 psikoloji davranışın ve zihinsel süreçlerin bilimsel olarak çalışılmasıdır İlk psikoloji Laboratuarı : 1879 da Almanya’da Leipzing Üniversitesinde Wilhelm WUNT psikolojinin tarihi : İlk psikoloji Laboratuarı : 1879 da Almanya’da Leipzing Üniversitesinde Wilhelm WUNT tarafından açılmıştır. bununla psikoloji başlar.daha öncede psikolojik araştırmalar yapılıyordu ama modern anlamda bir labaratuvar açtı wunt. ve psikolojiyi bilimsel bir disiplin olarak tanımladığı o zamana kadarki yapılan araştırmalarıda kapsayan ilk ders kitabı yazdı . psikolojik yaklaşımlar : yapısalcı yaklaşım-işlevselci yaklaşım-gestaltçı yaklaşım-davranışcı yaklaşım-psikodinamik yaklaşım-bilişsel yaklaşım-insancıl yaklaşım